Güneş merkezli evren modelinin kabulüne kadar o dönemde Aristoteles Fiziği ve Batlamyus’un Yer merkezli evren modeli kabul görüyordu. Ve bu evren görüşü Kutsal Kitap’taki görüşlerle bağdaştırılarak, Kilise’nin de kabul ettiği bir görüş olarak görülüyordu. Bu sebeple Kopernik’in Güneş merkezli evren modelinin kabul edilmesi süreci çok çetrefilli bir süreç oluyordu. Bu anlamda Bruno’nun ve Galileo’nun yargılanmalarını görüyoruz.

Giordano Bruno, Dominiken tarikatına mensup bir kişiydi. Okumalar ve çalışmalar yaparak, sonucunda Kopernik’in evren modelini benimsiyor ve konuşmalarında Kopernik’in dünya görüşünden bahsediyordu. Yargılanmasındaki sebep sadece bunu ortaya koyması değildi. Sebeplerinden bir diğeri baba, oğul, kutsal ruh anlayışını tek bir olguda topladığı için Hristiyanlığa karşı bir görüş sunmasıydı. Birçok kez sorguya çekildikten sonra yakılmasına karar veriliyor. Ancak baktığımızda, Bruno’nun savunduğu görüş, Kopernik görüşünü yansıtmıyordu. Kendi görüşleriyle harmanlamıştı. Kopernik’in Güneş Merkezli evren modelinin Hermetik açıdan getirdiği neticeleri değerlendirmeği için eleştiriyor ve Thomas Digges’in sonsuz sayıda yıldız evren fikrini benimsiyor. Aynı zamanda evreni canlı bir varlık olarak kabul ediyor ve bu düşüncesi de teolojiyle çeliştiği için olay yalnızca güneş merkezli evren modeliyle ilgili olmuyor.

1616 yılında Kilise, Kopernik öğretisini bir doktrin sorunu yapıyor ve sonucunda büyük tartışmalar gerçekleşiyor. 17.yüzyılın başlarında din adamları İncil’i inceleyerek, Yer’in döndüğünü savunan Kopernik yanlılarına karşı bir görüş bulmak için çalışıyorlar ve Kopernik’in görüşünü savunanları inançsız olarak görüyorlardı. Bruno’dan sonra da 1616 yılında artık Kopernik’in eseri ve Dünya’nın döndüğünü savunan eserler yasak kitaplar listesine alınıyor, bu görüşü öğretmek ve okumak da yasaklanıyor.
Galileo Galilei’nin bu anlamda önemi, teleskobu kullanması ve Aristoteles kozmolojisine olan görüşleri delillerle ve yaptığı gözlemlerle sarsılmasına sebep olması ve değiştirilmesi gerektiğine dair görüşleriydi. Kilise otoritesiyle önemli bir çatışma içine giriyor bu düşüncesi. Galileo, mekanik ve astronomi alanında birçok çalışmalar, deneyler, gözlemler yapıyor. Kopernik’in görüşünü destekliyordu. Galileo, 1623’te “İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog” eserinde Güneş merkezli evren modeline dair görüşlerini açıklıyor ve bu sebepten Roma’da yargılanıyor ve düşünceleri sebebiyle ev hapsi veriliyor.

Giordano Bruno’nun ve Galileo’nun yargılanmalarına baktığımızda Bruno’nun sadece Kopernik’in evren görüşünü savunduğu için yargılanmadığını görüyoruz. Ancak Galileo, bu görüşü desteklediği ve kanıtlamaya çalıştığı için yargılanmıştı. Ve görüşlerini deneylerle, delillerle kanıtlamaya çalışarak sadece bu konuda Kilise otoritesine karşı bir görüş benimsiyordu. Galileo’nun yargılanması belirgin bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Güneş merkezli evren modeli bir şekilde kendine bir yer buluyor ve artık kabul edilip edilmemesi ya da geliştirilmesi üzerine tartışmalar oluşuyor. Buradaki hikayenin yalnızca teknik kısmı önemli değil. Zaman, mekan, coğrafya, kültür açısından da önemli bir yeri var. Bu yargılanmaları problem açısından ele alırsak Galileo’un zamanında karşılaşılan sorunlar ve gelişmiş olan matematiksel teoriler, astronomi anlayışındaki değişimler, bilimsel yöntemlerin uygulanış biçimlerinin değişimi ele alındığında farklı bir yorum oluyor.
İlk Yorumu Siz Yapın